Elbette kendi sorunlarımızı kendimizin çözmesi mümkün. Zaman zaman çözemememiz çok anlaşılabilir bir durum. Bazen olayların içindeyken geniş açıyı göremiyor ya da karşımızdakinin ne istediğini tam olarak anlayamayabiliyoruz. Çoğu zaman da geçmişten getirdiğimiz dünya ve insanlar hakkındaki kalıplaşmış düşüncelerimizdir. Bu durumda uzman bir psikolog bu kalıpları kırmanız ve sınırlarınızı zorlamanız için size rehberlik edecektir.

Yaşadığınız sorunlar günlük hayatınızı ve ilişkilerinizi etkilemeye başladıysa bir uzmandan destek almanın zamanı gelmiş demektir. Stres ve kaygı yaratan durumlar, takıntılı ve tekrarlayıcı düşünceler, yalnızlık ve umutsuzluk duyguları, uyum güçlükleri, başarı sorunları, özgüven eksikliği, etkili iletişim, kendini ve çevresini daha iyi tanıma, kimseye anlatılamayan duygu ve düşünceler en sık başvurulan konulardır.

Her iki uzmanlık alanı da ruh sağlığı ile ilgilidir. Çoğunlukla birlikte çalışırlar. Aralarındaki fark psikiyatristlerin tıp eğitimi almış olmalarıdır. Bu nedenle fiziksel kökenli psikiyatrik sorunların tanı ve tedavisi psikiyatristler tarafından planlanır. Psikiyatristler ilaç kullanımı gerektiren durumlarda ilaç reçete etme yetkisine sahiptir. Bu nedenle herhangi bir ruhsal sıkıntı ile psikoloğa başvuran bir danışanın ilaç kullanması gerekiyorsa uzman tarafından psikiyatriste gönderilir. Psikologlar, duygusal ve davranışsal sorunların nedenlerini araştırır ve çeşitli psikoterapi yöntemleri kullanarak soruna çözüm üretir. Ruhsal sorunlar beyinle ilgili fizyolojik bir nedene dayanabilir. Bazen de işlevsel olmayan, hatalı bir düşünceye bağlı olabilir. Bu gibi durumlarda hastalar kendilerini sıkıntılı durumdan kurtaracak bir seçenek olmadığını düşünür ve çaresiz hissederler. Bu durumdaki bir kişiye farklı bakış açıları olduğunu göstermek, işlevsiz düşüncesinin farkına varmasını sağlamak ve sorunu çözmek için bazı davranış değişiklikleri yapma cesareti kazanmasına yardımcı olmak bir terapi sürecidir. Psikologlar bu sonuca ulaşmak için çeşitli terapi teknikleri kullanırlar. Bazen hastalar hem psikoterapiye hem de ilaç tedavisine ihtiyaç duyabilir. Böyle durumlarda psikiyatrist tarafından ilaç tedavisi verilen bir danışanın tedavisine psikolog tarafından devam edilebilir ya da psikoterapi yapan bir psikiyatrist her iki tedaviyi birlikte uygulayabilir.

Terapi veya psikolojik danışmanlık her yaştan insan içindir. Hayatımızda yolunda gitmeyen durumlarla yüzleşmek, yaşamımızı ve ilişkilerimizi iyileştirmek için bu sürece başlamak için hiçbir zaman geç ya da erken değildir. Dikkat edilmesi gereken, bir uzman seçerken uzmanın hangi yaş grubuyla çalıştığını öğrenmektir. Uzmanlık alanları çocuklar, ergenler ve yetişkinler olarak ayrılabilir. Sorununuza ve almak istediğiniz hizmete göre bir uzman seçmeniz en doğrusu olacaktır.

Terapi süreci kişiden kişiye ve durumdan duruma değişir. Bazen birkaç seans yeterli olurken, bazı durumlarda uzun ve düzenli bir terapi sürecine girmek gerekebilir. Örneğin ağır bir depresyon, başa çıkılması zor hafif bir stres durumuna göre daha fazla tedavi ve danışmanlık gerektirir. Sorunun ciddiyeti tedavinin süresini ve yoğunluğunu da etkiler. Yoğunluk, seansların sıklığını planlamakla ilgilidir. Kronik, uzun süreli depresyon, tepkisel bir depresyondan daha uzun ve daha yoğun tedavi gerektirir. Seçilen tedavi hedefleri de tedavinin süresini etkiler. Tedavi hedefi “kendi başıma idare edebilecek kadar iyi hissetmek” veya “hayatımı idare etme şeklimi tamamen değiştirmek” olabilir. Aynı zamanda duruma göre tercih edilen terapi yöntemi de süre açısından belirleyicidir. Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemleri çözüm odaklı olduğu için daha kısa sürede işlevsellik kazandırmayı hedefler. Bu ve benzeri kararları uzmanınızla birlikte vermeniz en doğrusu olacaktır. Terapide sürekliliğin çok önemli olduğunu unutmayın. Tedaviyi başarıyla tamamlamak çoğu zaman iyileşme göstermekle karıştırılabilmektedir. Uzmanınızla kararlaştırdığınız seans aralıklarına sadık kalmanızı şiddetle tavsiye ederiz.